25 Aralık 2010 Cumartesi

aşk değil...nefret değil...

Share
Kuruş hesabı yapan cimri bir kadın gibi,oturup seni hesaplıyorum .
Yerden göğe haklı olduğun zamanları toplayıp,haksızlık edişlerimi,tüm o zamanlardan çıkarıyorum.
Sonra bulabildiğim bir kaç dürüstlüğümü ekleyip çıkar yol bulmaya çalışıyorum.
Sen ilk ve son gidiş planını çizerken; ben tüm olanlardan habersiz,kendi nefret dünyamın yangınını körüklüyordum.İlk kez bu kadar incinmiş çıktın karşıma.Ama ilk kez gitmeye bu kadar kararlı.
Sen kapıyı örtüp ardında sessiz bir çığlık bıraktın ve gittin.Kapanan kapının ardından sezaryen bir vicdan sesi aldım kucağıma ben.Uzun bir zaman o vicdanı büyütüp,emzirdim yüreğimde.Duygularımı pamuklara sarıp oyaladım.Daha fazla incitilmelerine izin vermeden...
Kimliksiz huzursuzluklarla tanıştım.Karşılıklı içtik beraber.Dünyamı unutma çabalarında yenik düştüm.Hafızama teker teker kazımış seni iç sesim.Yüreğimin dört bir tarafında,duvarlara afişi asılmış kayıp ilanının..
Ben seni kaybetme sınırlarında, kaybetmeye meyilli hale getirirken; Aslında hayatımdaki tek zaferim olduğunu hesaplayamadan yitirmişim.Keşkeler panosuna astığım ilk keşkem oldun sen. Gerçek olma ihtimaline virgül konulmuş,sürdürülebilir umudum.İsmini koyamadığım   hitabım oldun içimde.






Twitter

Blog Arşivi