Bir kaç arkadaş bir araya gelip üniversite yıllarınıza ket vurduğunuzda sohbet bir anda hatıraların canlandırıldığı bir slayt gösterisi havası yaratır,insanın kafasında.Siz, uçsuz bucaksız bir evrenin, kıç kadar bölümünü oluşturan, diğer bir tabirle karınca misali bir yer kaplarsınız hayatta.Ama yaşadıklarınız sizi öylesine çok mutlu eder işte.Herkesi mutlu eden ya da hüzünlendiren hikaye başkadır. Herkes kendi küçük hikayesinin baş kahramanıdır.Söz konusu hikaye olunca; masallardan çalıntı yapmamak olmaz.Bu da gerçek yaşamın içinde, çocukluğumuzu yemiş bitirmiş kahramanları görebilme imkanı sunar bize. Belki de bu yüzden iç dünyanızda hep bir köşede,üniversite yıllarına dönebilme ihtirası yer eder.Mümkün olmayacağını bildiğiniz halde büyük bir özlemle geçmişe dönmek istersiniz.Tabi herkesin özlem duyma derecesi aynı değildir. Bazılarımızın pişmanlıklarıyla yüzyüze gelebilme cesareti büyütmeleri gerekir. İşte, onlarda üniversite anılarını ''şikayetname'' isimli bir kitapta ya da ''keşke'' isimli bir kitapta toplayabilirler.Ya da çılgın bir bilim adamının, zama makinesi icat etmesini beklemeleri gerekir.Böylece,geçmişe dönüp gerçekleştirilen bütün sahnelerde,kendilerinin üzerine biraz daha onur,gurur,haysiyet ekleyebilirler.Saygılar !!...