18 Aralık 2011 Pazar

Feyk'aladenin Feyk'inin .feyk'inde...

Share
                                           

Uykusuz geçen bir öğrenci evinin  daha koyu muhhabetli gecesinden sonra, kim nereyi bulduysa oraya yığılmış kalmış.Allahtan ki evdeki çoğu kişi ikinci öğretim. Birinci öğretim olan arkadaşlara da Allah kolaylık versin.Sabahın ilk saatlerine dek süren kakara kikiriden, fiti fiti bitmeyen muhabbetten,sıyrılabilirsen buyur sıyrıl.Belki de şişenin dibine vurmuştuk şimdi tam hatırlayamıyorum.Ama ertesi gün ikinci öğretim olmamıza rağmen kod adı ''Vurdukırdıbanu'' olan arkadaşımla beraber uçarcasına okul yolunu tutuyoruz. Tam sınıfın kapısına elimi uzatıyorum ki, içerden asabi bir ses yükseliyor. Hoca uçmuş. Belliki içerde koyu bir fırçalama muhabbeti söz konusu.Hiçte merak etmeyip, kuyruğumuzu götümüze kıstırıp derhal oradan uzaklaşıyoruz. Kimi şairler o dönemden bahsederken,''derse zaten girme eğilimimizin olmadığı'' yönünde yorum yapıyor olsalarda vallahi de billahide tillahi de derse girme gibi bir arzumuz vardı.Vardı fekat,biraz daha ertelenebilir bir arzuydu sanırsam. Sonuç itibariyle aynı dakikalarda kendimizi bilgisayar karşısında, en azından ders bitene kadar oyalanmak amaçlı Sörf yaparkene bulduk. Aynı bılgısayarın önüne iki tabure çekip,o siteden bu siteye girip bık bık bık konuşuyorduk ki, birden bire içimizdeki hain yılan başını kaldırıp ''ben buradayım yavrum'' dedi.Efenim bahsettiğim zaman dilimi; Twitter'ın esamesinin okunmadığı fakat,facebook'un fenomen olma konusunda usulca ısınma turları attığı bir dönem.Facebook  tüm çıplaklııyla keşfedilmiş durumda değil. Yani kimse kimseye '' kanka benim şu fotoğrafımı beğenirmisin? demiyor henüz. Farmvill yok, cityvill yok.Onu bunu bırak etiketleme nedir onu bile bilmiyoruz.Hem daha hısım ve akrabalar henüz facebook 'u çözememiş yani, eyle bir dönem. Neyse oturduk ''vurdukırdıbanu'' ile facebook'un şifrelerini çözüyoruz.Derken yılanında bizi dürtmesiyle, evde halen daha uyuyan öğrenci tayfasının arasından bir günah keçisi seçmek suretiyle,feyk bir facebook hesabı açıp, işletme planları içerisine giriyoruz.Tamam girelimde, be vurdukırdıbanucum, sana sorarım kim olacak bu? Bu günah keçisi kim olacak ha?Listeye girebilecek tüm isimleri tek tek değerlendiriyoruz.(kodadlarıyla belirtiyimde bir yamuk olmasın sonra, yok bizi rezil ettin falan) Kod adı 'cevriye cabbar' a yapsak bu şakayı? ay yok anam anlarsa vallahi kıçımızdan şiringayla kan alır. Kadın kısmının gudubeti de pek bir kinci olur,bunu bildiğimizden cevriye cabbar'a hiç bulaşmıyoruz.Sümsükleyla' yı mı seçsek? ay yok anacım o da vallahi okulu mokulu bırakıp gider.Adı üstünde sümsük.Mendil komaz oturur ağlar, depresyona girer.hmmm Acaba, acaba  sevişgenmakbule'ye mi yapsak? amannnn o da kazulet gibi karı. Yalandan bir face adresi de olsa, insanın sulanası gelmez vallhi pişman olur.Fanteziden soğur insan.Sonra birden listedeki herkesi tüketmişliğin verdiği bir mutsuzlukla oflayıp puflayamaya başlarken, çizgi filmlerdeki gibi bir ampul yanıyor kafamızın hemen yanında. birbirimize dönüp listede,arada sıkışmış bir ismi aynı anda telafuz ediyoruz. '' TırtılKamuraannnn'' huuuuuuuuuuhhuuuuuu!!!! ''Tırtıl kamuran'ı seçmemizdeki en önemli sebep yaklaşan doğum günü içinde komiklili bir süpriz yapmış olmak... zaaflarını manyaklık derecesinde analiz etmiş olduğumuz taze ve toy bir kan buluyoruz kendimize ha ha ha (kötü kadın gülüşü)Hiç vakit kaybetmeden, internette biraz araştırma yapıp Taş diye tabir edilen Hani böyle bakıldığında ''alsın beni duvardan duvara çarpsın'' denilecek türden olmasa da bir ademoğulunun fotoraflarını kullanıyoruz. E tabi sıra geliyor inandırıcı bir hikaye ile tıltıl kamuran'ı face'den arkadaş olarak ekleyip nihayetinde tavlamaya...Herşey perfecto başlıyor.Taze kan ağımıza düşüyor. İlk sohbete narin, kıvrak ve avına sinsi yaklaşa bir erkek gibi sabırlı bir şekilde, her dakika ilerleyişinde ''tırtıl kamuranın daha da fazla tikkatini çekmeyi başarıyoruz.Bir iki gün aynı evin içerisinde, karşılıklı bilgisayarlardsn yazışarak, ''tırtılkamuranın tüm mimik ve jestleriyle komikliliğin gırgırın dibine vuruyoruz.Derkennn eeee şakayı kakaya çevirmezsek zati olmaz dimi.birkaç gün içinde   sahte ademoğluna aşık olan ''tırtılkamuran''na hangi babayiğit çıkıp; Zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa şakkaydı lannn şakkaydıı'' kekledik seni moruk uhhaha puhahaha çok komikliyiz yaa. ehe öhe çok çok  komekkkkkkkkkkkkkkkk...?? kim diyecek ulan kim?Burda hepimiz kadınız herhalde. Duygusal varlıklarız. öyle enseye şaplak göte parmak olsakta kadınız işte..yok abi bu mevzu kapanmalı diyip kapatalım diyoruz ama biz deyene kaddar,''tırtılkamuran'' bilgisayarların ''son kullanılan öğeler'' kısmından pc ye kendiliğinden kaydedilen yazışmaları görüveriyor.Sonuç itibariyle,Sabahın köründe evden, 'hepinizle tek tek konuşcaklarım var özellkle de ayşen'le.. diyip kapıyı çarpıp çıkıveryor.Ulannn sıçacam ama heaa!! Bak herkesin parmağı var bu işte ya; ''Vurdu kırdıbanu'nun, cevriye cabbarın, sümsükleylanın sevişgenmakbule nin....eee niye birtanesini bile esamesi okunmuyor da ihale yine bana kalıyor.Sıçarım abi bu işe..Küçükkene de böleydi.mahallecek çocuklarla her boku yapardık sonra, Ayşen'ler böle yaptı... Ayşen'ler böle dedi..Küsüyorum lan hayattan, yine ihale sonuç itibariyle bana kaldı iyimi? e kaka ben oldum.Ama çok komiklili bir hikaye olarak bilinçaltımızda yerini aldı. Bokunu çıkarmayaydık iyidi be :D  ha bu arada tırtıl kamuran ile feyk ademoğlunu birara kavga ettirdik (sevgililerin kavga etmesi gibi) tırtıl kamuran yastıklara sarılıp yüzünü sadece fotograflar dan tanıdıgı sevgilisi için ağlamayadı iyiydi be.

Twitter

Blog Arşivi